25 Ağustos 2005

DİLBİLİM: DİLLERİN KÖKENİ


ADNAN ATABEK’TEN KATKI:
DİLLERİN KÖKENİ TEKTİR


Ümit İriş'e eleştiri:

Ümit Bey, Kullandığınız dil bilim yöntemi artık Batıda da çaput olmuş yirminci yüzyıl yöntemidir. O yöntem İndo-Yuripian teoriyle birlikte çöpe gitti. Burada, yirminci yüzyılı yeniden tartışmak gibi bir misyon yok.

Dillerin tek kaynaktan geldiğini not edin. Bu, bu çağın bilgisidir. Bunu görmezden gelerek tartışma olmaz. Sidik yarışı olur.

Bakın artık dil bilimi hangi düzeylerde yapılıyor:

***

"İnsan Dil ve Dillerin Kökeni’’ adlı bu araştırmanın amacı, araştırmanın bulgularını karşılaştırmalı olarak İnsan Bilimi (humanity) ve Sosyal Bilimler Bölümü ( özellikle dil bilimi, biyolojik antropoloji, paleoantropoloji, arkeoloji) ve daha da önemlisi Fen Bilimleri Bölümü (nervo-bilimi, moleküler genetik, nüfus genetiği) içinde değerlendirmektir. Fen Bilimleri bölümünün bu çalışmaya katılması durumu can alıcı öneme sahiptir. Özellikle, nöro-bilim, moleküler genetik ve nüfus genetiği açısından.

***

İnsanın genlerinde de bazı bilgiler var. Artık sadece Homeros'ta 'heir' yazıyor en eski o. Diye bilim yapılmıyor. Şimdi Homer-os sorgulanıyor. Homeros Anadolulu Kammer'dir. Kammer, tüm Türk coğrafyasında 'ozan' demektir. Grekler bu Anadolu destanını alıp kendi şivesinde yazmıştır. Kendi şivesi Pelask dilidir.

Diller bir dilden çıktığına göre, Türk Dili de M.Ö. 4000 lerde bu coğrafyada olduğuna göre (Osman Nedim Tuna. Uluslararsı bilim kurulauna sunulan ve ' kusur atfedilemez' niteliği onanmiş kitabı), artık 'heir' nerde yazıyor gibi mikro dil bilim numaraları havada kalıyor. Artık ormanın ne olduğu belli olmuş, sizin yaprakları sınıflama yönteminiz düşmüş. Çünkü M.Ö. 4000 lerde Grek'in adı sanı bile yoktur.

'Varsayılan Orta Asya Türkçesi' deyiminiz de bir o kadar eski bilgiye dayalı. Tamgalı Say yazıtlarını, Ruslar yazmış, Batılı diğerleri yazmış, Kazım Mirşan yazmış, siz adını duymamışsınız. Orada binlerce yazıt var. Taş. Somut. Adamın kafasına değse son değmesi olur. Ya bu taşları izah edeceksin, ya da okuyanları okuyacaksın. Var mı bir fikriniz? Kimindir Tamgalı Say'daki yazıtlar?

İşte bazı örnekler:

akademi 'bilim evi' <<< uk- 'bilmek, anlamak', akıl 'anlama' ; dam 'ev'

ağusto(s) <<< ag, agış 'güneş' ; agış-dı 'güneşli' Augustu(s) <<< ak 'mübarek' , oğ 'mukaddes', oguz 'mubarek' ; oguz-du 'kutlu' (Daha önce bütün Han ünvanlarının 'kutlu anlamına geldiğini yazmıştık)

chiamata 'çağrı' <<< çav 'ses' ; -ata 'addan ad yapma eki' (şam-ata, tam-ada, ker-ata, sal-ata, cal-ada, kan-ata.. hepsi ek-kök olarak ses ve anlam olarak buna örnektir)

augur ' kut' <<< ugur 'kut' ; oguz-ogur r-z çiftidir.

uno 'bir' <<<> terlik; çap- 'basmak' > şıpıdık, çabır, samda, çopdor, sabuk, sabo)

zaino 'torba' < gön 'deri, tulum, dağarcık' ; bu eski Türkçede ton, Çuvaşçada çon şeklindedir.

tessitura 'dokuma' < *tez- 'dokumak' ; tezen 'dokuma tezgahı', tezgek 'dokuma tezgahı'. Doku- fiilinden de İng. textile türemiş. tesettür 'örtünme' (Arapça) < *set- 'örtmek'. Set- 'örtmek' > şiti 'battaniye' , çatı, satırgaç 'örtü', sıtara 'giyim', sıtra 'ceket', çadra 'peçe', çatma 'örtü', sütre 'perde'. Set- fiili setir şeklinde mastar eki alır( örn.Tuva ağzında mastar -ir dir) örtünme anlamı kazanır. Araplar o işi yapmak anlamı katmak için başına te- koyarlar, te-setir> tesettür olur. Bütün Arapça te- ta- ile başlayan adlar bu şekilde türemişlerdir. baştaki te- ta- ön eki Çuvaşçada da olan tu- 'yapmak' fiilidir. Bu aynı amaçla mastar yapmak için, İngilizcede de vardır. Arapçadaki bazı diğer örnekler:

ulu 'yüksek' >> te-alli 'yükselmek'
hala- 'sevmek' >> te-alluk 'sevmek'
ag 'söz' >> ta-ahüt 'sözleşme'
az-, azmak >> teassüf 'azmak' 'yoldan çıkmak'
ıs 'koku' >> teassüs 'kokmak'
avu 'yardım' >> teavvün 'yardımlaşmak'
baruk 'kut' >> tebarek 'kutsama'
bilig 'bilgi' >> te-bliğ 'bilgilendirme'
çabış- 'saldırmak'>> te-cavüz 'saldırı'
bükül- 'bükülmek'>> te-vekkül 'eğilme, baş eğme, boyun eğme'
kut >> ta-kdis 'kutsama'
öte 'diğer' >> te-ati 'değişim'

Adnan Atabek
Güneş Dil Kuramı elektronik posta grubu

Hiç yorum yok: